BESLEME REHBERİ

Çiğ mamaya geçişte anahtar, herhangi bir diyet değişikliğinde de yaptığımız gibi yavaş bir geçiş süreci oluşturmaktır.Yavru köpekler, tipik olarak yaşlı köpeklerden daha sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olduklarından, genellikle birkaç gün içerisinde geçiş yapabilirler. Dostumuz ne kadar yaşlıysa yeni beslenme düzenimize geçiş o kadar uzun sürmelidir.

Sağlıklı bir başlangıç için, ilk BARF beslemeden önce 6-12 saat açlık gözetilmelidir. Ardından rutin diyetinin birazını çiğ mama ile değiştirerek başlayabiliriz. Geçiş için rutin mamaya ne kadar çiğ ürün ekleyeceğimize, dostumuzu gözlemleyerek karar vermeliyiz. Dışkı gevşekse geçişe devam etmek için dışkı sertleşene kadar beklemeli, her şey yolunda görünüyorsa çiğ mama miktarını arttırarak geçişe devam etmeliyiz.

Geçişten önce ara ara ödül olarak çiğ besinler verilmesi ve köpeğinizin tepkisini takip etmeniz sizin faydanıza olacaktır. Ayrıca geçişten önce bir hafta süreyle verilen probiyotik takviyesi (örneğin çiğ keçi sütü, kefir) geçiş sürecini kolaylaştıracaktır.

İlk 3 hafta daha yavan ve sindirimi kolay olan tavuk göğüs, hindi göğüs veya işlenmemiş kirli (yeşil) işkembe ile başlanır. Buradaki amaç kuru mama ile beslenirken mide asitleri PH 4-5 seviyesinde olan köpeğin, kemikli ete geçişi için mide asitlerinin PH 1-2 seviyesine (asidik forma) dönüşmesini sağlamaktır.

İkinci hafta mümkünse aynı proteinin kemikli eti eklenir. Mümkün mertebe daha yumuşak olan tavuk/hindi boyun gibi bir kemik ile başlanmalıdır.

Üçüncü hafta “Temel Prensipler” bölümünde verilen oranlara uymak şartıyla ciğer ve sakatat eklenir.

Dördüncü hafta başında yeni protein (örneğin dana eti) azar azar arttırılarak dördüncü haftanın sonuna kadar devam edilir. Bu şekilde yeni proteinler çiğ şekilde diyete eklenir.

Yeni başlayan köpeklerin ilk 6 ayında, sabah midenin boş olduğu öğünlerinin sindirimi daha kolay besinlerden oluşması, midenin hidroklorik asit üreterek mide duvarına zarar vermesini önleyecektir. Sindirimi daha zor olan kemikli et, balık, taşlık, dil gibi besinlerin 2. öğünde verilmesi, başta kusma, gastrit gibi mide rahatsızlıklarının önüne geçecektir.

Beyaz ve kırmızı etler verildikten sonra, balık ve en son yumurta diyete eklenmelidir. Böylece yavaş giderek köpeğinizin mide asitlerini en kolay sindirilenden en zora doğru alıştırmış olursunuz. Hem de otomatik eliminasyon diyeti yaparak, köpeğinizin herhangi bir besine alerjisi varsa bunu kolayca tespit etme imkanınız olur.

Az dışkılama, BARF beslemenin doğal bir sonucudur. Geçişi tamamen tamamladığınızda dışkı miktarı büyük ölçüde azalacak ve kıvamı bir miktar sertleşecektir. Dışkılama kum gibi, ufalanarak oluyorsa, bu, mama içeriğinin kemik oranının fazla olduğunun veya yağ oranının yetersiz olduğunun göstergesidir.

Etler, çiğ beslemenin en önemli kaynağıdır ve 3 şekilde sunulur: kemikli etler, kas etleri ve organ etleri. Ülkemizde en yaygın kullanılabilecek olan kaynaksa, hem fiyatının makul olması hem de kolay erişilebilir olması nedeniyle tavuktur. Sanılanın aksine, çoğu köpek için alerjen değildir ve başlamak için de ideal bir tercihtir.

Etler ile ilgili önemli noktalar:

  1. Fazla kemikli etlerle beslemek, protein ve yağ/mineral dengesi açısından yetersizlik sağlar ve kabızlığa yol açar.
  2. Kemiksiz et, BARF beslemede kemikli ete göre daha az yer kaplar çünkü fazla kemiksiz et tüketimi köpekte kalsiyum yetersizliğine yol açar.
  3. Her tarifin muhakkak %5 oranında karaciğer içermesi değişmez bir kuraldır. A vitamini, diğer vitamin ve mineraller, Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri açısından çok konstantredir.
  4. Kesinlikle etsiz kemik kullanılmamalıdır. Etsiz kemikler bütün olarak yutulmaları halinde bağırsak tıkanıklığına yol açarak ölümcül sonuçlar doğurabilirler. Vereceğimiz kemiğin etrafının et ile kaplı olması çok önemlidir.

Köpeklere önemli lifler sağlarlar. Doğada bir kurt veya herhangi bir etobur avlandığında, avının midesini ve içindeki sebzeleri, otları ve diğer gıdaları tüketir. Bu sebeple hazırlayacağımız sebze/meyve püresi av hayvanı diyetine en yakın taklidi oluşturmamızı sağlar.

Kullanacağımız sebze ve meyveleri tarifimize eklemenin en kolay yolu blenderdan geçirmektir. Fazla miktarda hazırlamayı tercih ederseniz yine blenderdan geçirerek dondurucuya koymanız kolaylık sağlayacaktır. Böylece sebzelerin hücre duvarı yıkılır ve sindirimi kolaylaşır. Dondurma, bir kısım besin değerlerinin kaybolmasına neden olabilir ancak bu göze alınabilir bir düzeydedir.

İpucu: Blenderdan geçirirken kolaylık sağlaması açısından içerisine laktozsuz (tercihen ev yapımı) kefir veya yoğurt ya da ilikli kemik suyu ekleyebilirsiniz.

Sebze ve meyveler ile ilgili önemli noktalar:

  1. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, pürenin %50’lik bir kısmını oluşturmalıdır. Bunun için marketlerde satılan iceberg dışında herhangi bir yeşil salata kullanabilirsiniz. Pazı, maydanoz, ıspanak, roka vb. ideal seçimlerdir.
  2. Lahana, brokoli ve karnabahar yüksek oranlarda verilmemelidir. Çünkü köpekte gaz yapabilir ve tiroid fonksiyonlarını baskılayabilir.
  3. Domates, patlıcan, biber ve patatesler limitlenmelidir çünkü özellikle arterit olan köpeklerde yangıyı artırabilir. (Ben hiç kullanmamayı tercih ediyorum.)
  4. Patates kullanacaksanız kabuğu soyulmalıdır. Patates kabuğu köpekler için toksiktir.
  5. Soğan ve pırasa kesinlikle verilmemelidir, anemiye yol açabilir.
  6. Sarımsak, yaygın olarak bilinenin aksine, doğru miktarda kullanıldığında faydalıdır. Mantar karşıtı, antibiyotik, antiseptik ve antimikrobik özellikler bulundurur. Her 10kg ağırlık için günlük 1 küçük diş sarımsak ideal orandır.

Yumurta: Kaynatıp hafif cıvık haldeyken sebze püresine katabilirsiniz. (Ben çiğ olarak ve kabuğuyla beraber mamanın içerisine katıyorum.) Kabuğunu da eklem desteği olarak kullanabilirsiniz. Özellikle kemik tüketemeyecek kadar küçük ırk köpekler, yaşlı ve yavru köpekler için yumurta kabuğu, BARF beslenmeye muhakkak eklenmesi gereken önemli bir kalsiyum kaynağıdır.

Yoğurt/Kefir: Canlı bakteri kültürü içeren süt ürünleri zengin probiyotik kaynağıdır. Sindirimi kolaylaştırmak için laktozsuz yoğurt veya kefiri pürenizin üzerine ekleyebilirsiniz. (Elbette mümkünse ev yapımı olması çok daha iyi.) Dışkı takibi ile miktarı arttırıp azaltabilirsiniz.

Elma sirkesi: Pürenin içine, her 10kg ağırlık için 1 yemek kaşığı olacak şekilde ekleyebilirsiniz. Doğal bir antibiyotiktir, arterite iyi gelir, sindirime yardım eder, kolesterolü düşürür. İçinde yararlı bakterileri barındırması açısından pastorize olmamasına dikkat edilmelidir.

Zeytinyağı: Antioksidan açısından oldukça zengin bir besin maddesidir. Dolayısıyla hücreleri yenileme etkisine sahiptir. E vitamini ve Omage 3 açısından da oldukça zengindir. Zeytinyağının en büyük avantajlarından birisi de hiç kuşkusuz ki tekli doymamış yağlar açısından zengin olmasıdır. Bu tekli doymamış yağlar, evcil hayvanınızın kilo alımına katkı sağlamadan bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Ancak zeytinyağının dengeli bir şekilde kullanılması gereken bir besin maddesi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. İdeal oran, 10kg.a kadar olan köpekler için günlük 1 çay kaşığı, 10-30kg arası köpekler için günlük 1 tatlı kaşığı, 30kg üstü köpekler için ise 1 yemek kaşığıdır.

Zerdeçal: Zerdeçal, köpeklerde özellikle doğal anti-inflamatuar özelliğiyle iltihapları yok etmesi, artrit ile ilişkili eklem ağrılarını hafifletmesi, kalp sağlığını geliştirmesiyle dikkat çeker. Kanserden korumada da adeta mucizevi etkileri kanıtlanmış bir besindir. +15kg köpeklerin günlük öğününe 1 silme çay kaşığını geçmeyecek ölçüde ekleyebilirsiniz. 15 kg’a kadar olan küçük ırk köpekler için miktarı yarı yarıya azaltabilirsiniz.

Balık yağı: Yoğun omega-3 içeriği ile köpeklerin tüylerinde kökten itibaren canlı ve parlak olmasını sağlar. Köpeklerde tüy dökülmesini önler. Omega-3 tüy dökülmesinin önlenmesinin yanı sıra kalp, göz, kemik ve diş sağlığı için oldukça önemlidir. Şu ölçülerle günlük öğününe ekleyebilirsiniz: 5ml/10kg, 10ml/20-40kg, 15ml/40-60kg

Yulaf: Hiç eklememek en güzeli ancak illa eklenecekse sade, mümkünse organik yulaf ezmesi veya yulaf kepeği kullanılmalıdır. Yüksek protein ve lif içeriği nedeniyle, genellikle gastrointestinal veya bağırsak sorunlarından muzdarip köpeklerin diyetine biraz daha fazla lif eklemenin harika bir yoludur. Yulafı pişirmenize gerek kalmadan sebze pürenizin içerisine ekleyerek yumuşamasını sağlayabilirsiniz. Bu pürenizin kıvamlı bir hal almasını da sağlayacaktır.